28 Kasım 2016 Pazartesi
KA.DER 'den Kaçamaz İnsan...
Herkese merhaba, yine yeniden bir web site değerlendirmesi yazısıyla ve tüm objektifliğimle karşınızdayım. Lakin meraklanmayın fazla uzatmayacağım.:))
Kadın Adayları Destekleme Derneği, KA.DER, bildiğimiz üzere kadınların ve erkeklerin her alanda eşit olarak temsil edilmelerini savunan 1997'de kurulmuş bir kadın örgütüdür. KA.DER, siyaset alanının toplumsal yaşam üzerindeki tayin edici özelliğini göz önünde bulundurarak, öncelikle siyasette eşit temsilin sağlanmasını ana hedef olarak belirlemiştir. Siyaset alanında sağlanacak eşit temsil, kadın erkek eşitliğinin her alanda gerçekleşmesini kolaylaştıracaktır. Çünkü eşitlik siyaset alanında gerçekleşirse toplumun diğer alanlarına da yansır.
Gelelim değerlendirme konumuza...
Site, genel erişilebilirlik ve HTML kalitesi açısından herkesin kolayca erişebileceği konum ve düzeydedir. Sitedeki navigasyon&bağlantılar ise oldukça basit görünseler de istenilene ulaşmak kolay olduğundan göze batmamaktadır. Sitenin yasalara uygun olduğunu söyleyebilirim.
Tasarım konusunda ise site, tercihini yine sadelikten yana kullanmış ve estetik güzelliği sadelikle bulmuş bunun yanı sıra genel yerleşim planına uygun hareket ederek düzenlemesini ona göre oluşturmuştur.
İçeriğe bakacak olursak, savunulanı yansıttığı ve amaca uygun olduğu söylenemez lakin bunun yanı sıra yine içerik olarak çok geniş kitlelere hitap eden içerikler bulunmuyor ve yazılı ifadeler ise havada kalmış durumda yani konuyu iyice irdelemeden yazılmış yazılar...
Şöyle ki, içeriğinde gördüğüm, 20 Kasım 2016 Pazar günü gerçekleşen Fenerbahçe -Galatasaray Derbisi ile ilgili bir yazıdan bahsedeceğim; yazıda Fenerbahçe taraftarlarınca açılan “17 yıldır illegal bundan sonra legal 18+” pankartının gündemimizde olan tecavüzü meşrulaştırma yasasına atıfta bulunduğu söylenerek, yanlış olduğu savunulmakta, Fenerbahçeli taraftarlardan 'potansiyel tecavüzcü' yorumuyla bahsedilmekte ve Fenerbahçe Yönetimi'nden özür beklenildiği yazmaktadır, objektif bakılacaksa eğer, bu metni yazan şahsın konuyu yanlış algıladığını ve bu konu üzerinde bir algı operasyonu yapıldığını söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü pankartta yazılan yazının gündemdeki yasa ile hiçbir ilgisi olmadığı yani yasayı destekler nitelikte bir yazı olmadığı ve tamamen iki takım arasındaki rekabetin ve bugüne kadar ki iki takım arasında oynanan maçların sonucu olarak ortaya çıktığı apaçık görülmektedir. Bu tür metinler yazılmadan önce derin bir araştırma sürecinden geçilse ya da gayet basit bir yöntem olarak, tarihe bakılsa bu denli yanlış anlaşılmaların olmayacağı kanısındayım. Ki bu konu hakkında KA.DER dışında herhangi bir haber kurum ve kuruluşunda veyahut herhangi bir medyada herhangi bir haber bulunmamaktadır. Diyeceğim o ki, içerikte yazılanların gerçekliği tartışılır...
Ayrıca bir web sitesinde karşı tarafı çeken en önemli unsurlardan biri de orjinallik-yaratıcılıktır; bu açıdan değerlendirildiğinde sitedeki metinlere, görsellere, haberlere bakıldığında yer yer yaratıcılık görülse de genele vurduğumuzda sitenin tasarımı gibi bu öğelerde yine basite indirgenmiş durumda.
Kadın Adayları Destekleme Derneği web sitesi bakıldığında daha detaylı bir site ve daha araştırılmış ve gerçeğe dayandırılan içerikler bekliyorsunuz normal olarak, ve bu bağlamda da web sitesi yetersiz kalıyor. Yani şu haliyle siteyi, aynı içerik üzerinde duran bir başka siteden ayıran bir olayı yok.
Evet incelemeye devam ediyoruz...
Şimdi de KA.DER'in Facebook sayfası üzerinden gidelim. Web sitesinden facebook sayfasına bir bağlantı veriliyor ancak tıkladığınızda içeriğe ulaşılamıyor, bu büyük eksiklik küçük bir işlemle halledilebilir. Yani sitenin güncel haliyle Facebook sayfasına ulaşmak istediğinizde Facebook arama motorunu kullanmanız gerekiyor.
Gelelim Facebook sayfasına...
Sayfa belli ki aktif olarak kullanılmaya çalışılıyor ancak kitle olarak çok ses getirememiş olacak ki etkileşim sayısı oldukça az. Daha büyük kitlelere ulaşmak için halihazırda bir çaba olduğunu sanmıyorum bu da sayfanın tam anlamıyla aktif ve uygun kullanılmadığından kaynaklanıyor olsa gerek. Facebook sayfasında daha çok KA.DER'in başarılarından bahsediliyor. Her ne kadar örgütün savunduğu davayı destekliyor olsam da objektif olarak bir değerlendirme yapıldığında web sitesi ve Facebook sayfasında yani internet ortamında kendini temsil edişini, KA.DER'in amaçlarına uygun bulmak objektiflikten uzaklaştırır. KELİME SAYISI; 608
2 Haziran 2016 Perşembe
30 Mayıs 2016 Pazartesi
ÇOCUKLARDA CİNSEL İSTİSMAR
1. SWOT / PEST ANALİZİ
SWOT ANALİZİ
Güçlü Yönleri ;
*Bütün dünyayı bilinçlendirmek
Zayıf Yönleri ;
*İnsanın nefsinin kurbanı olması
*İnsanların bilgisizliği
*Ailelerin çocuklarına inanmaması
Fırsatlar ;
*Çocukları dinlemek
*Çocukları bu konuyla ilgili önceden bilgilendirmek
Tehditler ;
*Çocuk travmaları
*Çocukların kendine olan güvenini kaybetmeleri
*Psikolojik bozulmalar
PEST ANALİZİ
Politik Analiz ; Çocuklarda Cinsel İstismar devletin vereceği cezalarla azalabilir.
Ekonomik Analiz ; Cinsel İstismar bütün dünyada yaşanmasına rağmen ekonomik açıdan gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde bu oran daha fazladır.
Sosyo-Kültürel Analiz ; Çocuklara daha duyarlı bir çevre oluşturulabilmesi için çeşitli kampanyalara başvurulabilir.
Teknolojik Analiz ; Kampanyaları ya da konuyla ilgili bilinçlendirmeleri teknoloji sayesinde daha verimli kılabilir, daha hızlı yayabiliriz.
2. SORUN AĞACI
*Bu görsel powerpoint uygulaması ile benim tarafımdan hazırlanmıştır.
*METİN; 108 kelimeden oluşmaktadır.
SWOT ANALİZİ
Güçlü Yönleri ;
*Bütün dünyayı bilinçlendirmek
Zayıf Yönleri ;
*İnsanın nefsinin kurbanı olması
*İnsanların bilgisizliği
*Ailelerin çocuklarına inanmaması
Fırsatlar ;
*Çocukları dinlemek
*Çocukları bu konuyla ilgili önceden bilgilendirmek
Tehditler ;
*Çocuk travmaları
*Çocukların kendine olan güvenini kaybetmeleri
*Psikolojik bozulmalar
PEST ANALİZİ
Politik Analiz ; Çocuklarda Cinsel İstismar devletin vereceği cezalarla azalabilir.
Ekonomik Analiz ; Cinsel İstismar bütün dünyada yaşanmasına rağmen ekonomik açıdan gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde bu oran daha fazladır.
Sosyo-Kültürel Analiz ; Çocuklara daha duyarlı bir çevre oluşturulabilmesi için çeşitli kampanyalara başvurulabilir.
Teknolojik Analiz ; Kampanyaları ya da konuyla ilgili bilinçlendirmeleri teknoloji sayesinde daha verimli kılabilir, daha hızlı yayabiliriz.
2. SORUN AĞACI
*Bu görsel powerpoint uygulaması ile benim tarafımdan hazırlanmıştır.
*METİN; 108 kelimeden oluşmaktadır.
Etiketler:
analiz,
cinselistismar,
ekonomik,
fırsat,
güçlüyön,
nedenleri,
pest,
politik,
sonuç,
sorunağacı,
sosyo-kültürel,
swot,
tehdit,
teknolojik,
zayıfyön
bu bir 'SIR OYUNU' değil!
Hepimiz çok güzel bedenlerle dünyaya geldik ve vücutlarımız bize aittir. Videoda da görüldüğü gibi iki tür dokunma vardır; Bunlara iyi dokunma ve kötü dokunma diyebiliriz. Bir annenin evladını kucaklaması, bir çocuğun babasına sarılması, bir öğretmenin öğrencisinin kafasını okşaması ... bunlar iyi dokunmalardır, ve bize kendimizi iyi hissettirir. Kötü dokunmalar ise kendimizi kötü hissettiren dokunmalardır; birinin bizi itmesi, bilerek çarpması gibi ... Tüm bunlarla birlikte daha kötü dokunmalarda vardır, insanlık adına daha utanç verici olanlar ...
Büyük insanların, çocukların özel bölgelerine farklı ve gizli şekilde dokunmaları gibi. Bir yabancı ya da tanıdığı biri tarafından özel bölgelerine dokunulan çocuk büyük travmalar geçirmektedir ve bazen de bunu bir 'sır oyunu' zannedip ailesinden, güvendiği büyüklerinden saklamaktadır. Çocuklarınızı bu konuda bilinçlendirmeli, bunun bir sır oyunu olmadığını ve size her şeyini anlatması gerektiğini söylemelisiniz. Çocukların özel bölgelerini ve bu bölgelerini kötü dokunmalara karşı korumaları gerektiğini onlara öğretmelisiniz. Sizin dışınızda kimsenin onun özel bölgelerine dokunamayacağını ve onun da kimsenin özel bölgesine dokunmaması gerektiğini söylemelisiniz. Çocuk, istemediği bir durum karşısında HAYIR! diyerek yüksek sesle bağırmalı ve oradan uzaklaşmalıdır. Daha sonrasında ise yaşadıklarını güvendiği insanlara anlatmalıdır.
Çünkü BEDENİ ONA AİTTİR!
ÖZEL BÖLGELER;
Özel bölgeler; AĞIZ, GÖĞÜS, BACAKLARIN ARASI ve KALÇA'dır. Buralara kimse dokunamaz.
*METİN; 205 kelimeden oluşmaktadır.
20 Mayıs 2016 Cuma
RIZASI YOKTUR!!!
'Çocuk Bedenime Dokunma' oluşumunun hazırlamış olduğu videoda da görüldüğü üzere, medyada artış gösteren çocuk istismarı haberlerinin çoğunlukla bilinmeyen ve yazılmayan arka planında, bu şekilde gizli bir inkar dili daha dönmektedir. Adeta kimsenin kabullenmediği ve yeterli sorumluluk almadığı diyaloglar ”kulaktan kulağa oyunu”na benzer biraz da... Suç, sorumluluk ve inkar cümleleri birbirine karışmakta ve sonunda hüküm verilmektedir; “rızası varmış!”
Bu videoya araştırmalarım sırasında denk geldim ve çok ilgimi çekti, benim anlatmak istediğimi tam anlamıyla yansıtıyordu. Sizinle paylaşmakta yararı olacağını düşündüm çünkü bilmediğimiz ya da daha fenası bilip de bilmemezlikten geldiğimiz, çocukların anlattığı ama onlara inanmadığımız, 'yalan söylüyor' diye düşündüğümüz, ÇOCUK İSTİSMARI, fiziksel, cinsel ve duygusal olarak onlara zarar vermekte ve hala günümüzde bütün dünyada devam etmektedir. Çocuk bedenlere dokunulmasına izin vermeyin, KULAKTAN KULAĞA DOLAŞTIRIN 'RIZASI YOKTUR!!!'
*METİN; 133 kelimeden oluşmaktadır.
19 Mayıs 2016 Perşembe
'travma' diyorlar bunun adına ...
Kızım diye seslenen bir annesi, nasıl seslendiği umurumda olmayan bir de babası vardı beş yaşındaki kız çocuğunun. Kreşte istenmiyordu pek, sokakta da arkadaşına rastlanmazdı ya zaten. Alt komşularının aynı yaşlarda bir oğlu vardı, o da bir süre sonra uğramayı kesti beş yaşındaki kız çocuğuna. Çok nadiren konuşurdu bu kız çocuğu. Annesini çok sever, babasını görünce biraz korkardı sanki. Birkaç ay sonra dayanamadı annesi, sürekli ağlıyordu çünkü beş yaşındaki kızı. Geceleri uyumuyor, neredeyse hiç konuşmuyor, saçlarını kanatıp tırnak etlerini yemeğe başlamıştı. Sürekli 'anlıyorum' diyen psikiyatristler vardır bilirsiniz, oraya götürdü kadın, beş yaşındaki kızını. Soru ısrarına dayanamayan beş yaşındaki kız "babamın sütü çok acı" dedi.
Sustu sonra tekrar "babamın sütü çok acı! babamın sütü çok acı! babamın sütü çok acı! dedi.
Küçücük kız oysa, bakmaya kıyamazsınız. Tipik analiz yöntemidir, çocuğa aile resmi çizdirilir.
Çocuk resimde babasının penisini çizmeye çalıştı. Beş yaşında bir kız çocuğu. Bunu oyun sanıyordu. "Babam beni seviyor, benimle oynuyor ama bu oyunu asla anneme söylemiyoruz" dedi, ayağa kalkan psikiyatra. Devam etti beş yaşındaki kız çocuğu çizmeye. Kendisini o penisin üzerine çizmeye çalışırken psikiyatr adam, kendisini 12. kattan aşağıya attı, travma diyorlar bunun adına.
*alıntıdır.
Siz anneler, çocuklarınıza 'bedeninin ona ait olduğunu', istemediği hareketler karşısında 'HAYIR' demesi gerektiği, ve her şeyi ama her şeyi size anlatması gerektiğini, iyi dokunmayı ve kötü dokunmayı anlatın... Ona bir anne olmaktan çok daha fazlasını yapın ve şefkatinizle birlikte ona güven verin.
*METİN; 234 kelimeden oluşmaktadır.
Nedir ? Ne Değildir ?
Çocuk istismarı, fiziksel ya da psikolojik olarak bir çocuğa bir yetişkin tarafından kötü davranılmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü, çocuk istismarını şöyle tanımlar; “Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir.”
Çocuk istismarı dört temel grupta incelenmektedir:
1. Fiziksel istismar
2. Cinsel istismar
3. Duygusal istismar
4. İhmal
Fiziksel İstismar; en geniş anlamda 'çocuğun kaza dışı yaralanması' şeklinde tanımlanabilir en sık rastlanılan olgu çocuğa fiziksel şiddet uygulamak, dövmek şeklindedir. En yaygın rastlanılan ve belirlenmesi en kolay olan istismar tipidir.
Cinsel İstismar; psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı küçük olan kız veya erkek çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel stimulasyon için kullanılmasıdır. Genital bölgeleri elleme, teşhircilik, röntgencilik, pornografiden ırza geçmeye kadar çok geniş yelpazedeki tüm davranışları kapsamaktadır.
Duygusal İstismar; çocuk ve gençlerin kendilerini olumsuz etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalarak ya da gereksindikleri ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakılarak toplumsal ve bilimsel standartlara göre psikolojik hasara uğratılmaları durumudur.
İhmal; çocuğa bakmakla yükümlü kişinin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, çocuğu fiziksel ya da duygusal olarak ihmal etmesidir.
PEKİ YA NEDENLERİ?
- İstismarı yaşayan çocuğun ailesinde çatışma mutsuz evlilik ve sözlü şiddetin varlığı
- Üvey anne veya baba
- Aile içerisinde eşit karar alma dağılımının olmaması
- Ailenin yaşadığı ekonomiksel ve ani değişmelerden doğan sıkıntılar
- Ailenin toplumsal organizasyonlara karşı kayıtsız kalması
. . .
gibi birçok neden sıralasam da asıl olan insanoğlunun insanlığını kaybetmesidir, suçtur!
*METİN; 232 kelimeden oluşmaktadır.
Çocuk istismarı dört temel grupta incelenmektedir:
1. Fiziksel istismar
2. Cinsel istismar
3. Duygusal istismar
4. İhmal
Fiziksel İstismar; en geniş anlamda 'çocuğun kaza dışı yaralanması' şeklinde tanımlanabilir en sık rastlanılan olgu çocuğa fiziksel şiddet uygulamak, dövmek şeklindedir. En yaygın rastlanılan ve belirlenmesi en kolay olan istismar tipidir.
Cinsel İstismar; psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı küçük olan kız veya erkek çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel stimulasyon için kullanılmasıdır. Genital bölgeleri elleme, teşhircilik, röntgencilik, pornografiden ırza geçmeye kadar çok geniş yelpazedeki tüm davranışları kapsamaktadır.
Duygusal İstismar; çocuk ve gençlerin kendilerini olumsuz etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalarak ya da gereksindikleri ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakılarak toplumsal ve bilimsel standartlara göre psikolojik hasara uğratılmaları durumudur.
İhmal; çocuğa bakmakla yükümlü kişinin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, çocuğu fiziksel ya da duygusal olarak ihmal etmesidir.
PEKİ YA NEDENLERİ?
- İstismarı yaşayan çocuğun ailesinde çatışma mutsuz evlilik ve sözlü şiddetin varlığı
- Üvey anne veya baba
- Aile içerisinde eşit karar alma dağılımının olmaması
- Ailenin yaşadığı ekonomiksel ve ani değişmelerden doğan sıkıntılar
- Ailenin toplumsal organizasyonlara karşı kayıtsız kalması
. . .
gibi birçok neden sıralasam da asıl olan insanoğlunun insanlığını kaybetmesidir, suçtur!
*METİN; 232 kelimeden oluşmaktadır.
ÇOCUK BEDENİNE DOKUNMA!
Dünya’da ve ülkemizde gittikçe yoğunlaşan çocuk istismarı haberlerini görmekte ve gördükçe da susmaktayız. ‘O yapmaz, benim çocuğum susmaz, bana anlatır, öyle bir şey olsa ben bilirdim’ deme, çocuklar büyük oranda aile fertleri ya da evi ziyaret eden güvendikleri kişiler tarafından istismar edilmektedir. İstismar, sözlük anlamı ile yapılmaması gerekeni yapmak anlamına gelmektedir. Araştırmalarıma göre, son 3 yılda 13 bin çocuk istismar mağduru olmuştur. Anayasa Çocuk Hakları Sözleşmesi, Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşın altındaki her insan çocuktur.
Filmin üzerine birçok araştırma yaptım ve vardığım sonuçları bu konuyla ilgili düşüncelerimi, bilerek ya da bilmeyerek yaptıklarımızı ya da yapmadıklarımızı, sustuklarımızı, görüp görmemezlikten geldiklerimizi, ihmal ettiğimizi, konunun gerçekliğini, çocuk istismarının ne olduğunu, ne olmadığını, neler yapılması gerektiğini sizlerle paylaşmak, bir nebze olsun sizleri bilgilendirmek, bilinçlendirmek, çocukları korumak istedim. Araştırmalarımı yaparken ‘Çocuk Bedenime Dokunma’ oluşumu başta olmak üzere konuyla ilgili birçok oluşumu kaynak edindim. Gelecek yazılarımda da değineceğim gibi ÇOCUKLAR GELECEĞİMİZ, ÇOCUK BEDENİNE DOKUNMA!
Saygılarımla
*METİN: 205 kelimeden oluşmaktadır.
*METİN: 205 kelimeden oluşmaktadır.
16 Mart 2016 Çarşamba
Website Değerlendirmesi
Merhabalar, bu yazımda http://www.nisantasi.edu.tr/ adresinin ana sayfası hakkında kısa bir değerlendirme yapacağım. Olumlu ve olumsuz olmak üzere birkaç özelliğinden bahsedeceğim.
İlk olarak ele alacağım sitenin olumlu iki özelliği; bunlardan biri 'Sitenin Düzeni' sade, kolay ve anlaşılır bir biçimdedir yani herkes tarafından kolayca kullanılabilir olması yönüyle hızlı erişim sağlaya bilmekteyiz.
Bir diğeri ise fotoğrafta da görüldüğü gibi sitenin; 'Duyurular' ve 'Etkinlikler' kısımları da gayet başarılı. Şöyle ki okul içinde olan biten, değişen, okulla alakalı ne varsa hızla paylaşılıyor, öğrenciler bilgilendiriliyor ve olması gerektiği gibi oldukça güncel tutuluyor. Buda gerekli olan her bilgiyi siteden almamızı sağlıyor ve okulla ilgili birçok konuda bizlere yardımcı oluyor.
Olumsuz olarak nitelendirdiğim özelliği ise sitenin; 'Arama' kısmı, yukarıda görmüş olduğumuz fotoğraftaki başlıkların içerisinde çok fazla alt başlık var. Evet site geneline bakıldığında sade bir yapıya sahip ancak bu sadeliği alt başlıklar bozuyor. Bu durum masaüstü görünümde pek sıkıntı yaratmıyor ancak mobil erişimde oldukça zorluyor. Ki yıl 2016 hemen herkesin mobil üzerinden erişim sağladığını düşünmek yersiz olmaz sanırım, bu durum düzeltildiğinde site çok daha iyi bir görünüm kazanacaktır.
Sevgiyle...
*Ekran görüntüleri; Samsung Galaxy Note5 aracıyla alınmıştır.
9 Mart 2016 Çarşamba
Organik Kampüs; SADABAD
Herkese merhabalar. Bu benim ilk blog yayınım inanılmaz heyecanlıyım :) Hemen konumuza dönelim... Nişantaşı Üniversitesi, Sadabad Kampüsü, Türkiye'nin ilk organik kampüsü olarak bilinmektedir ve o kapıdan girdiğinizde o büyülü atmosferi soluduğunuzda yeni bir hayatın başlangıcında olduğunuzu anlarsınız. Okulumuzu tanımlarken bu fotoğrafları seçmemdeki neden ise benim objektifimden okulu görmeniz ve yazdıklarımı bir nebze olsun hayal edebilmenizdir.
Dış çekim fotoğrafında objektifime yansıyan karede okul binası, turnikeler ve ağaçların bir kısmıyla okulumuzun doğayla uyumu -organikliği- anlatılmak istenmiştir.
İç çekim fotoğrafında ise bu organik kampüsün kalbi olarak nitelendirilebilecek giriş kısmını görüyoruz. Burayı seçmem ise kolay olmadı üzerine çok düşündüm ve kararımı şöyle verdim; eğer bir şeylere başlamak istiyorsanız öncelikli olarak inanmalı sonrasında o kapıdan girebilecek cesaretiniz olmalıdır. Bu hayatın her evresinde geçerlidir. Öyle ki Nişantaşı Üniversitesi hayatımıza yön veren, geleceğimizi şekillendirecek olan ilim yuvasıdır.
Sevgiyle...
*Fotoğraflar bana aittir. Hiçbir teknik işlemden geçmemiştir.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)













